MERHABA NASIL GİDİYOR ARABA...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

SınırSız Beyin Gücü

Aşağa gitmek

SınırSız Beyin Gücü Empty SınırSız Beyin Gücü

Mesaj  Admin Paz Ağus. 10, 2008 5:00 pm

SınırSız Beyin Gücü
Çok kısa süreli hafıza engelini aşmayı başaran bilgiler, yeni bir ortama kavuşurlar. Yeni bir ortama kavuşmakla kalmaz, ortamın yapısını da değiştirir. “Çok kısa süreli hafızamızdan kısa süreli hafızamıza geçen elektrik akımı bu hücrelerin yapısını değiştirerek bu hücrede ribonükleik asit (RNA) oluşumunu sağlarlar. Ribonükleit asit bu kısa süreli hafızamızda 10 ile 30 dakika arasında kalır. Bu bilgi ilgi alanımıza girmiyorsa bu süre sonunda RNA bozulur ve hücre eski haline döner. Eğer ilgi alanımıza giriyorsa o zaman RNA kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızamıza geçer. Uzun süreli hafızamıza geçen RNA doğrudan uzun süreli hafıza içinde var olan DNA’mıza bağlanır. DNA, RNA’nın bağlanmasıyla şekil değiştirirken RNA’nın taşıdığı bilgiler aminoasitler olarak bu hücreye kaydolur ve bu bilgiler artık sonsuza kadar bizimle beraber kalacaktır, hiç unutulmadan sonsuza kadar, biz unuttuğumuz zannetsek bile. İşte hafıza konusunda en önemli mesele budur. Çünkü yeni bilgi insanın DNA’sını değiştirmektedir. Yani bilgi beyne geldiğinde gerçek anlamda varlığı yokken, protein sentezi sonucu DNA’yı değiştirip varlığa bürünmektedir.
Beynin gelen bilgiyi işleme biçimi, olumsuz etkenleri görmezden gelmeye dayanır. Dr. Harry Alder, bu durumu örneklendirir: “'Hasta olmak istemiyorum' mesajı beyinde hasta olarak kaydedilirken, 'O randevuya geç kalmak istemiyorum' beyinde geç olarak kaydedilir. 'Randevu yerine beş dakika erken gitmek istiyorum' ise erken olarak kaydedilir. Sonuç olarak; ne istemediğinizi değil ne istediğinizi düşünmelisiniz.”


Anlatılanların ışığı altında "Uykusuz olmak istiyorum" dediğimde beynimiz bunu uykusuz olarak kaydecektir ve göz kapaklarımız kendiliğinden kapanma eğilimi gösterecektir. Ya peki "Uykulu olmak istiyorum" dersem? Bu sefer gene gözlerim kapanmak istemeyecek mi? Hmm. Sanırım Türkçede olumsuz yapım eki alan ve anlamı olumsuzlaşmayan kelimeyi keşfettik. (Aramayın tıraşlı-tıraşsızdan başka olumsuz ek alıpda anlamı aynı olan bir kelime çifti daha Türkçe'de yok!). Uykulu ve uykusuz kelimelerinin ikisi de az uyumuş olmayı ifade ediyor (Akıllı-akılsız, görgülü-görgüsüz, bilgili-bilgisiz vs. kelimelerinde olduğu gibi değil).

"Beyin hakkında yapılan ilk araştırmalardan birinde Paul Mac Lean "Üçlü Beyin" modelini keşfetmiştir. Ona göre canlılarda beyin, üç kısımdan oluşmaktadır. Üçüncü kısım yani korteks sadece insanda vardır ve düşünme işlemlerinin yapıldığı yerdir. Burası insanı diğer canlılardan ayırır.

Beynin işleyiş yasaları, tek boyutlu ve nedenselliğe dayalı bir mantıkla kavranamayacak kadar komplekstir. Onu anlayabilmek için yeni sibernetik yasalara gerek duymaktayız.

Beyindeki sinir hücrelerinin sayısı 15 milyar kadardır. Toplam hücre sayısı ise 100 milyar kadardır. Dikkat çekilmesi gereken, vücudun % 2 sini kaplayan bir organ içinde, bu kadar hücrenin yer alması ve birbirleriyle trilyonlarla ifade edilen bağlantı yapmış olmalarıdır. Beyin gerçekte kendi başına bir evrendir.

Beyindeki sinir hücreleri (nöronlar) yenilenmezler. Çünkü, merkezi sinir sistemi ve beyin kendi kendini üretemez. Doğduğumuz günden, ölünceye kadar her gün yüzlerce nöron kaybederiz ve yerine yenileri gelmez. Bu kayba rağmen beynimiz küçülmez. Çünkü sürekli dallanıp budaklanır, yani yeni dentritler oluşturur.

Vücudumuzun enerji tüketiminin yüzde 20’si beyin tarafından yapılmaktadır. Hatta siz istirahat halinde bile olsanız bu böyledir."
Admin
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 10/08/08

http://health100.eniyiforum.net

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz